Bu soru bu bölümü okuyanlar ve okumak isteyenler tarafından sıkça sorulan bir sorudur. Hatta özellikle o bölümü okuyan ve kazananlara akrabaları ve tanıdıkları tarafından sürekli tekrarlanan bir baskı yöntemidir. Bu sebeple, bu konu üzerine kaleme alınmış bir cevabı sizlere sunuyoruz: 
Uluslararası İlişkiler siyaset biliminin bir dalıdır ve “uluslararası sistem” içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükümetlerarası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.
Disiplinlerarası bir disiplin olması sebebiyle siyaset bilimi, iktisat(uluslararası iktisat, uluslararası politik ekonomi), tarih (siyasi tarih), hukuk (anayasa hukuku, yönetim hukuku ve özellikle uluslararası hukuk), felsefe (siyaset felsefesi ve etik), sosyoloji, psikoloji, coğrafya, antropoloji gibi pek çok farklı disiplinden faydalanır.
Uluslararası İlişkilerin çalışma alanı oldukça geniştir. Küreselleşme ve bu olgunun uluslararası topluma ve devlet egemenliğine etkisi, sürdürülebilir kalkınma, nükleer yayılma, terörizm, organize suç, milliyetçilik, insan hakları, çevre sorunları, güvenlik ve insan kaçakçılığına kadar pek çok konuyu uluslararası düzeyde inceler.
Bölüm bazı üniversitelerde Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler olarak da geçmekle birlikte, ders programını Uluslararası ilişkiler teorileri, Uluslararası Örgütler, Türk dış politikası, Siyasi Tarih, Uluslararası sistem ve bu sistemde Türkiye’nin yeri, Uluslararası Hukuk gibi temel alanlarla birlikte, İktisadi ve idari bilimler fakültesine bağlı bölümlerde iktisat ağırlıklı, siyasal bilgiler fakültelerinde de daha kamu yönetimi ve hukuk ağırlıklı bir ders programına sahiptir.
Bölümün iş imkânları oldukça geniştir. Fakat en büyük dezavantajı, mezun olduğunuzda meslek tanımının tam olarak yapılamamasıdır. İktisat, İşletme veya Uluslararası ilişkiler gibi bölümleri, üniversite hayatınızdan sonra yapmak istediğiniz meslek; çalışmak istediğiniz alana yönelik olarak bir geçiş kapısı olarak düşünebilirsiniz. Daha açık bir şekilde anlatmak gerekirse:
Bu bölümün mezunu olarak başta Dışişleri ve İçişleri bakanlığı olmak üzere, bakanlıklar, müsteşarlıklar, Kamu iktisadi teşebbüsleri, Kalkınma ajansları gibi devlet kurumlarında Uzmanlık-müfettişlik, Kaymakamlık, Meslek memurluğu gibi görevlerde çalışma imkânına sahipsiniz. Fakat bu kadrolarda çalışmak için KPSS’nin ilgili alan türlerinden iyi puanlar almak ve Kurumların ayrıca açacakları sınavlardan başarılı sonuçlar almak zorundasınız. Bunun yanında özel sektörde de iş bulma imkanlarınız bulunmaktadır. Şirketlerin genelde dış ticaret olmak üzere üst düzey kademelerinde iş bulabilmeniz mümkündür. Ancak devlet kurumlarına girişteki gibi bir sınav sistemi olmasa da şirket yöneticileri tarafından yapılan mülakatlardan başarı ile çıkmanız gerekmektedir.
Bir diğer iş alanı, Türkiye ve dünyada faaliyet gösteren sivil toplum örgütleri, uluslararası örgütler gibi devlet dışı kurumlarda da ilgili konularda uzmanlık-danışmanlık gibi konularda görev yapabilirsiniz. Son iş alanı olarak da Akademisyenliği söyleyebilirim. Yüksek lisans ve doktora sürecinin sonunda üniversite de öğretim üyesi/görevlisi olma imkanınız bulunmaktadır. Okuyacağınız üzere meslek sayısı fazla fakat hepsinin kendine özgü eleme sistemleri vardır. Size tavsiyem bölümü kazandıysanız veya ilerde eğitim almayı düşünüyorsanız, üniversitenizi kazandıktan sonra hangi iş alanında çalışacağınıza karar vermeniz ve 1. sınıftan itibaren düzenli bir şekilde mesleğin gereklerini yerine getirmenizdir. Eğer üniversite hayatınızı verimli geçirirseniz bu eleme sistemleri gözünüzü korkutmasın, fakat aksi durumda sadece diploma almak için üniversite okumayı düşünüyorsanız; eğer babanız milyoner değilse ve ticaret yapabilecek bir sermayeniz bulunmuyorsa sadece uluslararası ilişkiler değil, iktisadi ve idari bilimler fakültesi altındaki hiçbir bölümü tercih etmeyin. Bunun yanında son olarak Uluslararası ilişkiler bölümünün sürekli gündemle ilgili ve dinamik bir alan olduğunu ve okumasının çok zevkli bir bölüm olduğunu da söylemek mümkündür.
“Üniversiteler arasındaki fark”
Diplomanızı aldıktan sonra hangi üniversiteden mezun olursanız olun diğer mezunlarla aynı seviyede olursunuz. Üniversiteler arasındaki farkın öğrenciye sunduğu olanaklarla belirlendiğini söyleyebiliriz. İyi bir akademik kadro ve güçlü bir kütüphane olanağı sağlayan üniversitelerin öğrencileri, daha önce bahsettiğim sınavlara hazırlanmada daha fazla imkâna sahiptirler. Ancak sonuç yine de öğrenciye bağlıdır. Siz girdiğiniz üniversitede mümkün olanakları en iyi şekilde kullanırsanız; maddi imkanlarınız dahilinde Üniversitenizdeki, şehrinizdeki veya yakın şehirlerdeki sempozyum, panel vs kişisel gelişiminize katkıda bulunacak programlara devam edebilirseniz aradaki dezavantajı kaldırabilirsiniz.
Bunun yanında artık diğer üniversitelerde ders veren hocaların makalelerine, kitaplarına artık daha rahat şekilde internet veritabanlarından ulaşmak mümkündür. Dolayısıyla bir Ankara Üniverstesinden ders almayabilirsiniz ama öğretim üyelerinin yayınlarına ulaşabilirsiniz. Yani aradaki farkı kaldırmak için birçok yol mevcut. Sonuç olarak başarılı olmanız için herşey sizin elinizde ancak çaba göstermeniz gerektiği de aşikardır. Dil için verebileceğim öneri de şu ki İngilizceyi iyi derecede konuşabilmek artık bir zorunluluktur. Bunun dışında İspanyolca-Portekizce öğrenmeniz Latin Amerika Ülkeleri; Arapça öğrenmeniz Ortadoğu ve Kuzey Afrika; Rusça öğrenmeniz Kuzey ve Orta Asya; Fransızca öğrenmeniz Avrupa Birliği ve Kuzey-Orta Afrika Ülkeleri üzerinde daha rahat çalışma yapabilmenizi sağlar, Çince ve Japonca da son zamanların popüler dilleri arasında bulunmaktadır ancak genelde Çin ve Japonya ile ilgili konularda ingilizce yeterli olmaktadır. siz ilgi duyduğunuz alana göre öğreneceğiniz dili seçebilirsiniz tabi saydığım dillerin tamamını öğrenme imkanınız varsa bu imkanınızı sonuna kadar zorlamanızı tavsiye ederim.